YUNANİSTAN EYLEM BİRİLİĞİ PLATFORMU’NDAN ‘ABDULLAH GÜRLEK VE VEDAT YELER SERBEST BIRAKILSIN ‘ÇAĞRISI  

Avrupa Konseyi İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi(CPT) Yunan adalarında bulunan mülteci kamplarindaki  yangınlardan sonra Yunanistan’da kalan sığınmacıların yaşam koşulları konusunda denetim ziyaretleri gerçekleştirdi. CPT Bu ziyaretlerden sonra  sığınmacıların yaşam koşulları konusunda Yunanistan’a yönelik eleştiri dozu yüksek bir rapor da hazırladı . CPT Yunanistan’ın Midilli, Sakız ve Sisam adaları ile Atina ve Selanik kentlerine düzenlenen denetim ziyaretlerinde hazırladığı  raporda Yunanistan’da sığınmacıların “insanlık dışı” koşullarda yaşadığına dikkat çekti

Miçotakis hükümetinin (ND) iktidara gelmesiyle birlikte mülteci haklarına yönelim konusunda  gözle görülür şekilde bir yükselme var. Yukarı da da değinildiği  gibi mülteci kamplarının durumuyla ilgili  uluslararası kurumların raporlamaları da bu durumu doğrular nitelikte .

Mültecilerin yaşam koşullarına ilişkin hazırlanan raporlara kulaklarını kapatan Miçotakis  hükümeti Midilli Adası’ndaki Morya Kampı’nda çıkan yangınları bahane ederek yaptığı kriz toplantısında 2020 sonuna kadar tam 10 bin sığınmacıyı Türkiye’ye iade edeceğini açıkladı . Elbbette hak ihlalleri , yönelimler kamp yaşamları ile sınırlı değil. Çesitli nedenler ile Yunanistan’a sığınma amacıyla kaçak yollarla giren kişilere kolluk güçlerinin kötü muamelesi ve geri gönderme vakalarında da büyük bir artış olduğu gözleniyor

Bu yönelimin son örneklerinden biri de politik kimlikleri açık olan Abdullah Gürlek ve Vedat Yeler’in tutuklanmasında yaşanmıştır. Türkiye’den Yunanistan’a kaçak yollarla geçmek isterken Yunanistan kolluk güçleri tarafından ‘insan kaçakçılığı’ yaptıkları iddiasıyla 13 Subat 2019 tarihinde gözaltına alınan Abdullah Gürlek ve Vedat Yeler saha sonra çıkarıldıkları mahkemece  aynı suçlamayla  tutuklanarak Komotini Hapishanesine gönderilmişlerdi .

Yunanistan eylem birliği platformu uzun süredir mahkemeleri yapılmadan  hapishanede tutunan Gürlek ve Yeler’in 20 Ocak 2020 tarihinde Komitini’de yapılacak  mahkemeleri için duyarlılık ve dayanışma çağrısı yapan bir bildiri yayınladı . ‘Yunanistan eylem birliği platformu’nun hazırladığı bu bildirinin tam metni:

Sağcı Yeni Demokrasi partisinin hükümete gelmesiyle Yunan devleti son süreçte göçmenlere yönelik saldırılarını artırmış durumdadır. Yunan devleti, göçmenleri ve ilticacıları hedefleyen gerici yasaları meclisten geçirdikten hemen sonra kaldıkları “işgal evleri”ni polis operasyonlarıyla tahliye etmiş ve insanları son derece sağlıksız konteyner kentlerde yaşamaya zorlamıştır/zorlamaktadır.

Yunan devletinin bu politikalarından politik kimlikleri açık olan ve Yunanistan’a iltica etmiş Türkiye ve Kürdistanlı devrimciler de payını almaktadır. Son süreçte Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilere yönelik baskı ve saldırılar artmış durumdadır. Bu baskı ve saldırılar, göçmenlik karşıtı politikalarla birlikte ele alınmaktadır. Türkiye-Yunanistan sınırını “yasadışı geçtikleri” gerekçesiyle mültecilere yönelik şiddet ve işkence uygulamaları ve de Türkiye’ye iade etme haberleri basında yer almaktadır. Yine mülteciler, toplama kamplarında insani olmayan koşullarda tutulmakta, kadın ve çocukların taciz edildiği haberleri gelmektedir.

Faşist TC devletinin baskı, tutuklama ve işkence saldırıları nedeniyle Türkiye’yi terk edip Yunanistan’a geçen ve politik kimlikleri açık olan kişilerin, Yunan polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra, kendi yasalarına dahi uymayarak Türkiye’ye iade edilmeleri gündemdedir. Bu politik mülteciler, iade edildiklerinde TC güçlerince baskı ve işkenceye maruz kalmakta; TC mahkemeleri tarafından tutuklanmakta, uzun yıllara varan hapis cezasıyla tehdit edilmektedirler.

Öte yandan özellikle Meriç ve Ege Denizi’nde göçmenlerin yasadışı bir şekilde Türkiye’ye “geri itilmesi” haberleri de basında yer almaktadır. Bu yasadışı uygulamalar, uluslararası kurumların açıklamalarında da yer almaktadır. Maskeli Yunan polisinin ya da belirgin armaları olmayan üniformalar giymiş maskeli kişilerin; göçmenleri ve sığınmacıları, darp edip işkence uyguladığı, para ve kimlikleri başta olmak üzere kişisel eşyalarına el koyarak hatta elbise ve ayakkabılarını alıkoyarak, Türkiye’ye iç çamaşırlarıyla geri yolladıkları açıklanmaktadır.

Yunan sınırında polisin ve çetelerin bu insanlık dışı ve sistematik saldırılarına karşı ailelerine ve dostlarına yardımcı olmaya çalışan insanlar, bu sefer de Yunan devletinin “kaçakçılık” suçlamalarına maruz bırakılarak hapsedilmekte ve uzun yıllara varan hapis cezaları tehdidiyle karşı karşıya kalmaktadır. Politik kimlikleri açık olmasına rağmen devrimciler sahte suçlamalarla tutuklanmaktadır. Bu saldırının son örneklerinden biri de politik kimlikleri açık olan iki devrimci, Abdullah Gürlek ve Vedat Yeler’in tutuklanmasında yaşanmıştır. Abdullah Gürlek ve Vedat Yeler, “insan kaçakçılığı” suçlamasıyla 13 Şubat’ta gözaltına alınmışlar ve tutuklanarak Komotini Hapishanesi’ne konulmuşlardır. Gürlek ve Yeler, şu an tutsak durumdadır ve bu süre içinde hakim karşısına çıkmış değillerdir. Gürlek ve Yeler, için Temmuz ayında verilen duruşma tarihi hakim karşısına çıkarılmadan 20 Ocak 2020 tarihine ertelenmiştir. Her iki devrimcinin politik kimlikleri açık olmasına rağmen tutuklanmaları ve uzun süre mahkemeye dahi çıkarılmamaları kabul edilemez bir durumdur.

Yunan devleti ve Yeni demokrasi hükümeti, göçmenlere, Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilere yönelik uygulamaya koyduğu bu politikalara derhal son vermeli; göçmenlere yönelik uygulanan şiddet, işkence, geri iade etme ve gayri insani koşullarda tutma pratiklerinden vazgeçilmelidir. Politik kimlikleri açık olan devrimcilerin tutukluluğuna son verilmeli ve derhal serbest bırakılmalıdırlar.

Göçmenlere Uygulanan Politikalara Son!

Yasadışı Geri İadeler Durdurulsun!

Bütün Politik Tutsaklara Özgürlük!

Yaşasın Devrimci Dayanışma! “

Yunanistan Eylem Birliği Platformu Türkiye/Kürdistan

Aralık 2019