“Türkiye’nin Rojava’da kimyasal silah kullandığı kanıtlandı, uluslararası kurumlar görmezden geldi”
Türkiye’nin 9 Ekim işgal ve soykırım saldırısının ardından kullandığı kimyasal silahlar her ne kadar sümenaltı edilmeye çalışılsa da Rojavalı yetkililer, tüm verileri raporlaştırarak ilgili uluslararası kurumlara iletiyor. Rojava’dan 3 kişilik heyet, konuyla ilgili Paris’te bir toplantı düzenledi.
Türk devleti ve çetelerinin, 9 Ekim 2019’da Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük soykırım ve işgal saldırısında kimyasal silah kullanımı giderek uluslararası kamuoyunun gündeminde düşerken, dün Rojava’dan gelen bir heyet Paris’te konu hakkında bilgilendirme toplantısı düzenledi. Rojava’nın Fransa Temsilcisi Xalid Îsa, Doktor Abbas Mansouran ve YPG Sözcüsü Nûrî Mehmûd’un sunum yaptığı toplantıda, Türk devletinin kimyasal silahları kullandığına dair net raporların olmasına rağmen, bu konuda uluslararası alanda her hangi adımın atılmadığı vurgulandı. Rojava Temsilciliği ve Fransa Demokratik Kürt Konseyi (CDK-F), Paris 2. Bölge Belediyesi Konferans salonunda Kuzey ve Doğu Suriye’de, Türkiye’nin kullandığı kimyasal silahlar hakkında basın toplantısı organize etti. Uzun süre Kuzey Suriye’de mikrobiyolog ve epidemiyolog olarak görev yapan Doktor Abbas Mansouran ve Rojava’nın Fransa Temsilcisi Xalid Îsa “Türkiye’nin Kuzey Suriye’deki kimyasal silahların kullanımı” konusunda basına bilgi verdi.
9 Ekim 2019’da Türk ordusu ve onun paralı çeteleri Kuzey ve Doğu Suriye’ye işgal ve soykırım saldırısı başlatmıştı. Söz konusu saldırı esnasında Türk ordusu tarafından kimyasal silah kullanıldığı yönünde haber, görüntü ve açıklamalar medyaya yansımıştı. Bu durum çeşitli uzmanlar ve Suriye Demokratik Güçleri tarafından da onaylanırken, devletler, uluslararası kurumlar kimyasal kullanımını görmezden gelmişti.
Çeteler aracılığı ile saldırılar sürüyor
10 Ocak tarihinde netleşen çeşitli raporları basına sunmak ve konuya tekrar dikkat çekmek amacıyla CDK-F ve Rojava Temsilciliği tarafından organize edilen basın toplantısının açılış konuşmasını Rojava temsilcisi Xalid Îsa yaptı. Îsa bölge hakkında bilgi verirken, halen Türkiye’nin çeteler aracılığıyla saldırılarını sürdürdüğüne dikkat çekti. Tüm bunlar karşısında uluslararası alanda yaşanan suskunluğun kabul edilemez olduğunu vurgulayan Îsa, Türkiye’nin kimyasal kullandığına dair çok sayıda verinin raporlaştırıldığı, raporların ilgili uluslararası kurumlara sunulduğu ancak buna rağmen her hangi bir gelişmenin olmadığına dikkat çekti. Îsa “Türkiye savaş suçu işlemiştir” ifadelerini kullandı. Doktor Abbas Mansouran da kimyasal saldırılarla ilgili 10 Ocak 2020 tarihinde Rojava Savunma İnisiyatifi tarafından bir rapor yayınlandığını hatırlatarak sözlerine başladı.
Sivillere karşı kimyasal kullanıldı
Raporda geçen bir çok analizle anlaşıldığı üzere, Uluslararası Kimyasal Silahları Yasaklayan Kurum (OPCW) ve BM’nin yasakladığı beyaz fosforun, Türkiye tarafından kullanıldığının belgelendiğini ifade eden Mansouran, raporların, 20 Ocak’ta OPCW’ye teslim edildiğini söyledi.
Türk devletinin sadece beyaz fosfor değil, farklı kimyasal silahları da sivillere karşı kullandığına dikkat çeken Mansouran, özellikle Heyva Sor sağlık ekiplerinin, o güne kadar karşılaşmadıkları yakalanma biçimlerine maruz kaldıklarını belirtti.
Kanser yaygınlaştırıcı silahlar
“Türkiye’nin 9 Ekim saldırısından sonra kullandığı birçok bomba, aynı zamanda kanser yaygınlaştırıcı özelliğe sahipti. Özellikle Güney Kürdistan’da bulunan yaralılar üzerinde bir çok uluslararası kurum incelemelerde bulundu” diyen Mansouran, bu yaralıların çoğunun Serekaniyê ve Girê Spî’den (Tel Abyad) gelen siviller olduğunu belirtti. “Yaptığımız bir çok incelemede Türkiye’nin kullandığı kimyasal kanıtlandı. Türkiye’nin kimyasal silah kullanımı yasaklanmalı” ifadesini kullanan Mansouran, bir an önce bu savaş suçunu işleyen Türkiye’nin, uluslararası savaş suçları mahkemelerinde yargılanması için çağrı yaptı. Bu arada bölgede savaş sırasında hastane görüntülerinin de bulunduğu bir sinevizyon gösterimi sunuldu.
Silahlar çeteler dağıtılıyor
Bilgilendirme toplantısına katılan heyet üyelerinden biri de YPG Sözcüsü Nûrî Mehmûd’du. Mehmûd “Söz konusu raporlarda bilimsel bir çok veriyle, kimyasal kullanıldığı tespit edildi. Savaş sırasında kimyasalla yaralananların yanıklarını bilinen yöntemlerle tedavi edemedik. Bazen atılan bir bomba yüz patlamaya neden olabiliyordu. Bunlar yasaklanan silahlardı. Bu silahlar, daha önce de DAİŞ’in elinde bulunuyordu. Ardından Türkiye kullanmaya başladı. Şimdi Türkiye’nin elindeki silahlar, Türkiye tarafından bölge halklarına karşı kullanılsın diye çetelere dağıtılıyor. Bu gerçekliğin, bütün belgelerine sahibiz” diyerek, tüm sivil toplum örgütleri ve uluslararası kurumu konuya dair bilgilendirdiklerini vurguladı. Mehmûd, uluslararası hukuk ve yargılama için tüm delillerin mevcut olduğunu ve bunu sunmaya hazır olduklarını da sözlerine ekledi.
Kaynak : Y.Özgür Politika