Soykırım belgelerini içeren Gergeryan Arşivi herkese açıldı
Krikor Gergeryan Arşivi’ni dijitalleştirerek Türkçe ve İngilizce olarak kamuoyunun erişimine sunan tarihçi sosyolog Prof. Taner Akçam bu arşivdeki belgelerle Türkiye hükümetinin 100 yıldır iddia ettiği, ‘Osmanlı hükümetinin merkezi olarak Ermenileri imha etme emri yoktur’ tezinin büyük ölçüde çöktüğünü söyledi.
Ermeni Soykırımı iddialarına ışık tutacak Rahip Krikor Gergeryan’a ait özel arşiv, internet ortamında okuyucuları ile buluştu. Türk ve Ermeni akademisyenlerden oluşan 11 kişilik ekip tarafından Türkçe ve İngilizceye çevrilip, tasnif edilerek kataloglanan belgeler 1915’i iddialarla ya da milliyetçi önyargılarla değil kanıtlarla, belgelerle tartışma ve açıklığa kavuşturma olanağı sağlaması açısından önemli. Arşivin sahibi Clark Üniversitesi’nden Prof. Taner Akçam Sansürsüz Türkiye’ye konuştu.
Akçam’ın video-röportajının metnini sunuyoruz:
Basına da yansıyan son çalışmanız, Rahip Krikor Gergeryan’a ait arşivin araştırmacı ve meraklıların kullanımına açılması oldu. Öncelikle kendisini tanıyabilir miyiz? Kimdir bu belgeleri derleyen Rahip Gergeryan?
Kendisi Sivaslı. Sivas’ın Gürün kazasında 1911 yılında doğuyor. 12 kardeşler ve Krikor Gergeryan sevkiyat sırasında, Ermeni tehciri sırasında anne ve babası ile altı kardeşinin öldürülmesini kendi gözleriyle görerek yaşıyor. Sonra, 1915’ten önce Kahire’ye gitmiş olan abisinin yanına gidiyor ve papaz olmaya karar verip Roma’da Katolik Üniversitesi’nde okuyup papaz oluyor. Ve ömrünü, Ermeni din adamlarının soykırım sırasındaki imhalarını araştırmaya adıyor.
Peki bu belgeler arasında neler var? Fotoğraflar, dokümanlar… Neleri içeriyor bu arşiv?
Birincisi, Gergeryan Arşivi’nin sadece bir kısmını anlatıyorum ben size. Bu anlattığım kısma biz Patrik Zevan Arşivi de diyoruz. Veya İstanbul Patrikliği Soykırım Arşivi de diyoruz. Bunların içinde şu belgeler var: Birincisi, İstanbul yargılanmaları sırasında ele geçen hakiki telgraf örnekleri, ölüm emirlerini de içeren… Şahit ifadeleri ve önemli Osmanlı bürokratlarının İttihatçı yöneticiler ve katiller hakkında verdikleri ifadeler ve daha da önemlisi bu suçlanan kişiler hakkında yapılan soruşturma tutanakları. Bu belgelerin hepsi bugün muhtemelen Genelkurmay Başkanlığı’nın arşivinde veya mahzenlerinde bir yerde gizli ve saklı tutuluyor. Bugüne kadar kimsenin hizmetine sunulmadılar. İlk defa bu belgeler bu şekilde açığa çıkmış oldu. İstanbul mahkemeleri yargılanmaları sırasında ele geçirilen, Ermeniler’in doğrudan imhası emirlerini de içeren telgraflardan, ifadelerden ve tutanaklardan bahsediyoruz.
Peki siz birçok belgeyi incelediniz, tasnif ettiniz. En fazla dikkatinizi çeken belge hangisi oldu?
Burada iki tane belgeyi örnek olarak vermek isterim. Bu iki belge de zaten İstanbul’da İttihat ve Terakki yöneticilerine karşı yapılan yargılanmalarda ana kaynak olarak kullanıldı. Ve dönemin Takvimi Vekayi’sinde yayınlanmış olan iddianamede de yer aldı. Yani savcılık makamı bu benim sözünü ettiğim iki belgeden alıntı yaparak iddianamesinde sanıkları suçladı. Bugüne kadar Türk hükümeti veya Türk hükümetinin tezlerini destekleyenler hep şu iddiayı ileri sürdüler: Savcının orijinal bir belgeden alıntı yaptığını nereden biliyorsunuz, bunlar sahtedir, dediler. Ben bu iki belgenin orijinalini de bu arşivde gördüm ve bunları yayınladım. Birincisi, Teşkilatı Mahsusa’nın yöneticisi olan Bahattin Şakir’e ait bir telgraf. Bahattin Şakir, Temmuz ayında Erzurum’da, o zamanki ismiyle Harput bugünkü ismiyle Elazığ şehrine orada öldürme işlerini yürüten Katibi Mesul’e bir telgraf çekiyor ve diyor ki, oradaki Ermenileri öldürdünüz mü? Öldürme işlemi bitti mi? Yoksa öldürülmek üzere başka bir yere mi gönderdiniz? Acele bana hemen cevap veriniz, diyor bu telgrafta. Telgrafın özelliği şu: Birincisi, telgraf resmi Osmanlı İçişleri Bakanlığı mektup başlığı ile kayda geçmiş mahkeme tarafından. İkincisi, mektup, zaten bir telgraf bu ve 5 rakamlı şifrelerden oluşuyor. Ben Osmanlı arşivinde 6 ay çalıştım ve inanılmaz bir keşifte bulundum. O da şu: Şu anda Osmanlı arşivinde İstanbul’da bulunan belgelerdeki şifre sistemi ile Şakir’in telgrafındaki şifre sistemi aynı. Yani dolayısıyla bu belgenin sahteliği konusunda söylenebilecek hiçbir şey yok. Bu belge sahte ise arşivimizdeki bütün belgeler de sahtedir. Dolayısıyla bu, imhanın doğrudan hükümet tarafından yapıldığını gösterir en kuvvetli delilerden birisi. İkinci belgem, gene benim çok önem verdiğim belge, 3. Ordu Komutanı Mahmut Kamil Paşa’ya ait. Doğu Anadolu Bölgesi’nde sevkiyat yapıldığı zaman bütün sevkiyat 3. Ordu’nun yetki alanı içindeki şehirlerde oluyor ve bundan dolayı Üçüncü Ordu da bu olaydan sorumlu. Fakat Müslümanlar çok sayıda, hükümetin kontrolü dışında, Ermeni hayatı kurtarmaya başlıyorlar. Ermenileri evlerinde saklıyorlar ve bunun üzerine 3. Ordu Komutanlığı ‘Her kim ki evinde Ermeni saklar, evi yakılacaktır ve kapısının önünde de bu kişi idam edilecektir’ diye bir emir yayınlar bütün bölgeye. Bu belgenin orijinali de Osmanlı arşivinde şu anda kayıp. Ben Kudüs arşivinde buldum. Bunun gibi, Yozgat’ta davası var örneğin. Yozgat davasına ilişkin 70’in üzerinde telgraf var ve bunların içinde ‘Sevkiyat imha anlamındadır. Yozgat Boğazlıyan Kaymakamı şu tarihte 3600 tane Ermeni’yi şurada imha etmiştir’ diyen ifadeleri ve emirleri de içeren telgraflar var. Yani son derece önemli belgeler.
1915 öncesi sonrası Ermeni meselesine ilişkin uluslararası alanda tartışmaları da beraberinde getiren hassas bir konu. Şimdi Gergeryan Arşivi’nin dijitalleştirilmesi ile söz konusu ettiğiniz belgelerin de içinde yer alması tabii ki… Nasıl tepkiler aldınız? Bir süre önce Aralık başında dijitalleştirildi bildiğim kadarıyla bu arşiv.
İstanbul yargılanmalarından ayrı olarak bir de Naim Andonyon belgeleri dediğimiz belgeleri buldum ben bu arşivde. O da şu efendim: Aram Andonyon bir Ermeni aydınıdır ve 24 Nisan’da tutuklanan aydınlardan birisidir. Tesadüfen kurtulur ve Halep’e ulaşır. Halep’te 1918’in Kasım ayında Halep Sevkiyat Müdürlüğü’nde çalışan Naim Efendi isimli bir Osmanlı bürokratından bir takım telgraf örnekleri alır. Bu bizim literatürümüzde Naim Efendi Hatıratı diye bilinir. Naim Efendi Sevkiyat Müdürlüğü’nde oturmuş, aşağı yukarı 52 tane telgrafın el yazısı kopyasını çekmiştir ve bu kendi el yazısı kopyaları Aram Andonyon’a para karşılığında satmıştır. Bu telgrafların içerisinde 7-8 tane doğrudan öldürme emri var. Talat Paşa İstanbul’dan Halep Valiliği’ne diyor ki, ‘İttihat Terakki Merkezi Umumisi Ermeniler’in toptan imhasını kararlaştırmıştır. Yaşlı çocuk demeden vicdanınızın sesini dinlemeden bu milleti toptan imha edeceksiniz.’ Bunun gibi 7-8 telgraf var. Ve bunları Aram Andonyon yayınlıyor 1921’de kitap olarak. 1983 yılında Türk Tarih Kurumu Talat Paşa’ya Ait Sahte Telgraflar diye bir kitap yayınlayarak bu Aram Andonyon’ın 1921’de yayınladığı Naim Efendi Hatıratı’nın, yani el yazması belgelerin ve orijinal belgelerin sahte olduğunu iddia ettiler. Ve dediler ki ‘Naim Efendi diye bir adam yok. Böyle bir Osmanlı bürokratını Aram Andonyon uydurmuştur.’ Dediler ki ‘Bütün bu Hatırat da uyduruktur, olmayan bir adamın Hatıratı da olamaz. Hadi göstersinler bize Hatıratı, nerede bu?’ diye… Artı, ‘Telgrafların üzerindeki şifreleme sistemi sahtedir.’ Ve çok kuvvetli argümanlardı bunlar ve bundan dolayı 1983’ten sonra ben dahil hiçbir araştırmacı bu belgeleri kullanmadı. Fakat şimdi ben gördüm ki, Rahip Krikor Gergeryan 1951 yılında Paris’e gitmiş ve bütün el yazmalarının filmini çekmiş. Bu belgelerin de filmini çekmiş. Ve ben sonuçta hem belgelerdeki bilgilerin hem de şifreleme tekniklerinin şu anda Osmanlı arşivinde mevcut belgelerdeki şifreleme tekniği ile aynı olduğunu gösterdim ve ispat ettim. Dolayısıyla Türk hükümetinin 100 yıldır iddia ettiği, ‘Osmanlı hükümetinin merkezi olarak Ermenileri imha etme emri yoktur’ tezi büyük ölçüde çökmüş vaziyette. Henüz bir tepki yok, doğru dürüst bir tepki olacağını da zannetmiyorum. Çünkü bu 100 yıllık ezberlenmiş iddiaların kökten imhası anlamına geliyor. Elbetteki imhaya devam edebilirler ama kendilerine yeni bir imha stratejisi bulmak zorundalar.
Sizin son olarak yayınladığınız belgeleri incelemek isteyenler Gergeryan Arşivi’ne dijital olarak internet üzerinden ulaşabiliyorlar. Arama motorlarına Gergeryan arşivi diye yazınca internet sitesinin adresi çıkıyor. Peki siteye kayıt olmak gerekli mi?
Hayır, herkes ulaşır, hiçbir kayıt olmaya gerek yok. Bütün belgeler, Osmanlıca belgeler indirilebilir. 700-800 civarında Osmanlıca belge var. İstanbul mahkemelerine ilişkin ve bu Naim Efendi’nin el yazmaları da dahil… Bunlar serbestçe indirilebilir, artı güzel bir haber daha vereyim, ben bütün bu belgelerin Türkçe transkripsiyonlarını da yaptırdım. Bunları da isteyen modern Türkçe olarak indirebilir, artı İngilizce çevirilerini indirebilir bu belgelerin. Hepsi bedava, hepsi arşive girmek isteyen araştırmacıların hizmetinde.
Tarihçi ve sosyolog Profesör Taner Akçam dijitalleştirilen Gergeryan Arşivi ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Teşekkür ederiz.
Videoya aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:
https://www1.wdr.de/mediathek/video/radio/cosmo/tuerkei-unzensiert/video-soykrm-belgeleri-herkese-ack-100.html