Barış İçin Aktivite
Barış I Eirini I Peace I Aşiti

SİZ AYASOFYA’NIN KOLLARINDAKİ ZİNCİR, AYAĞINDAKİ PRANGASINIZ

0 50

Yannis Vasilis Yaylalı

Turkiye devletinin mufahazakar lideri Recep Tayyip Erdoğan sosyal medya hesabından Ayasofya için ortak seslendirilen bir şarkının videosunu “Ayasofya… Rüzgârlar essin kubbende hürriyetin. Ta ezelden sen bizimsin, biz de senin…” sözleriyle paylaştı. Twitter hesabından paylaşımını yaptığı Ayasofya videosundaki şarkı etki alanlarındaki bir çok müslüman ülkedeki sanatçılar tarafından söyleniyordu. Bir çok örneğinde olduğu gibi siparişle yapıldığını düşündüğüm şarkının söz ve müziği Yücel Arzen’a ait. Kendisi muhtemelen saray sanatçısı ya da kapağı oraya atmaya aday birisi olduğunu düşünüyorum. Erdoğan siparişle yaptırdığı şarkının bir kısmını alarak paylaştığı cümlenin son bölümde ” Ta ezelden sen bizimsin, biz de senin.” dese de yine danışmanların azizliğine uğradığını düşünüyorum. En azindan ileride geri dönerse bunu söyleyeceği kesindir. Erdoğan Ayasofya’yı Sultanahmet ya da Selimiye camisi gibi ezelden cami olduğunu zannediyor olsa da Ayasofya’yı yapıldıktan bin yıl sonra kılıç zoruyla aldıklarını hatırlatsın ve ona desin ki Ayasofya 1500 yıl önce yapılmış Bizans Ortodoks mabetidir ve ayrıca Doğu Bizans’ın hıristiyanlığa geçişinin de bir sembolüdür.

Halfe Ömer’i iyi biliyorsunuzdur, özellikle adaletli olmasıyla tanıdığınızı biliyorum ve egonuz ne kadar tavan yapsa da Recep Tayyip Erdoğan da dâhil kendinizi Halife Ömer ile karsilaştıramazsınız değil mi, kendinizi ondan daha büyük görmüyorsunuzdur , en azindan ben öyle kabul etmek istiyorum. Bu yüzden konumuzla direkt alakalı olan ibretlik bir hikayesini kisaca sizinle paylaşmak istiyorum. Bizans imparatorlugu 636 yılında Yarmuk Savaşı’nda müslümanlara yenilir .Bu savaşın sonunda Suriye elden çıkmış ,ancak Kudüs hala Bizans’a bağlıydı.Muslümanların Halifesi Ömer, 637 yılında Ebu Ubayda komutasında bir birliği Kudüs’ü almak için gönderdi. Arap komutan, Kudüs’e vardığında bir elçi göndererek teslim olmaları çağrısında bulundu. Bu suretle kimsenin burnu kanamayacaktı.Neyse Kudus valisi, patrik Sophronius ve komutan toplantı yaparlar ve patrik şehri teslim etmeye hazırız amabur şartla der ve bizzat Halife Ömer’e gelip şehri teslim almalıdır der. Ebu Ubeyda bunu sorması gerektiğini söyler ve oradan ayrılır .

Ebu Ubeyda Halife Ömer’e durumu bildirdi .Halife Ömer durumu müzakere ettikten sonra kendisine benzediği için Halid Bin Velid’i kendisiymiş gibi şehri teslim almaya gönderir. Fakat patrik Halid Bin Velid’i hemen tanıdı. O da ben önden geldim müthiş kilisenizi ziyaret etmek ve isa beygamberimizin çarmıha gerildiği haçı görmeye geldim, bir hafta sonra da Halife Ömer gelecek der. Halid Bin Velid durumu Halife Ömer’e anlatır , Ömer de savaşmadan alınacaksa bu zahmetli yolculuğa değer diyerek Kudus’e yolculuğa koyulur. Kudüs’ün güney kapısına geldiğinde, patrik ve vali tarafından karşılandı. Ömer’i karşılayan Patrik Kudüs’un anahtarını oba teslim eder. Valiliğe beraber geçip oradan Holy Sepulchre Kilisesi’ne geçtiler. Neyse Ömer kilisede biraz dinlenir, sonra kilisesi gezmeye başlar ve bir süre sonra namaz vaktinin geldiğini fark eder
“Dinimizin gereği ibadetimi yapmak mecburiyetindeyim,” dedi Sophronius’a dönerek, “Lütfen bana on dakika izin veriniz.””Patrik: “Buyurunuz burası da Tanrı’nın evidir. Dini vecibelerinizi yerine getiriniz.” Hazreti Ömer: “Benim için hiçbir sakıncası yok” dedi.. “Ancak burada namaz kılarsam, ileride ‘Halife Ömer burada namaz kılmıştır’ diye İsa efendimizin kutsal mekânını camiye çevirirler. Buna müsaade edemem.” der .(Radi Dikici Bizans İmparatorluğu Tarihi, s. 172) Kuran’in, Peygamberin, ve halifelerin bu konudaki görüşü Halife Ömer örneğinde olduğu gibi net ve bellidir. Şimdi önünüzde iki yol vardı ve siz adaletli oluşunu her seferinde dile getirdiğiniz halife Ömer’i ve onun önerdiği yolu seçmek yerine dini yağma ve işgal için araçsallaştiran ve gittiği her yere zulüm de beraberinde giden Osmanlı’yı ve Istanbul’u 1453 yılında işgal ettiğinde üç gün üç gece yağmayı, tecavuzleri , katliamları serbest bırakan Sultan II.Mehmet’in yolunu seçtiniz.Yani siz Emeviliğin , Muaviye’nin , Yezid’in yolunu seçtiniz.

Modern anlamda Halife Ömer’in yolunu takip eden ve çağdaş Muaviyeler ile mücadele eden HDP milletvekili Hüda Kaya Halife Ömer’in söylediklerini adeta günümüze uyarlayarak Ayasofya için bazı hatırlatmalarda bulunuyor.Kaya ” Tarihsel anlamda, inançsal anlamda, manevi anlamda, bunun Kur’an’da bir karşılığı yok. Uydurdukları milli, hamasi referansları ile toplumda algı oluşturdukları bir söylem yürütüyorlar. Hiçbir şekilde Kur’ani karşılığı yok. Bilakis yasaklanmıştır. Mabetlere dokunmak yasaktır. Değiştirmek, dönüştürmek yasaktır. El koymak hak gaspıdır. ” diyor .Yani Halife Ömer 1500 yıl önce ne yapmışsa, ne demişse bugün aynı ilkeyi harfiyen takip ediyor. Ama sız de doğruları bildiğiniz halde günlük siyaset ve rantınız uğruna Osmanlı’nın kılıç zoruyla yayılması yolunu seçtiniz. O yüzden Ayasofya’yı beş yüz senedir isgal etmeye çalışıyor ama bunu bir türlü beceremiyorsunuz, çünkü hiç bir meşrutiyetiniz yok.Siz şu an Ayasofya da tecavüzcü konumundasiniz. Israil’in Filistin’de ki varlığı neyse , Amerika’nın Afganistan’ daki konumu neyse , sizin Ayasofya’daki durumunuz da öyledir. Yani tam da size ve emevici kültürünüze çok uygun bir konumlanma olduğunu söyleyebilirim .Ayasofya’da ki konumunuzdan dolayı yapacağınız ibadet de haramdır, sadece siyasi şovdan başka anlamı da yoktur. O yüzden ne kadar siparişle şarkılar, türküler , namazlar , propagandalar yaparsaniz yapın Ayasofya asla sizin olmayacak . Siz Ayasofya’nin kollarındaki zincir, ayağındaki pranga sırtındaki Turk hançersiniz. Ayasofya bir gün mutlaka zincirlerinden ve prangalarindan azad olacak ve sırtındaki Türk hançerini söküp atacak, bugün değilse yarın mutlaka özgürleşecektir .

#AyasofyaKilisedir