Son yıllarda bütün bu bahsettiğin zorlukları aşma konusunda sana hiç ilham veren bir eylem oldu mu?

Herkesin kabuğuna döndüğü bir dönem. O yüzden, çok etkili bir araya gelişler zor. Ama tüm bu çorak iklimde Susma Platformu, Altyazı Fasikül: Özgür Sinema, Documentarist, İşçi Filmleri Festivali, Sinema TV Sendikası,   Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’ni kıymetli buluyorum. Öte yandan, hiç beklenmedik şekilde, çok da örgütlü olmayan sinema sektöründe, sansüre karşı birtakım eylemler yapıldı, iyi ses çıkarıldığı zamanlar oldu. Fakat mevzu bunu gerçekten politik olarak sürdürebilmek. Yoksa başladığımız yere geri dönüyoruz. İnsanlar başarılmış olanları da unutuyor, neye itiraz ettiğini de neye itiraz etmesi gerektiğini de… Ama filmlerin üretimi bu kadar zorken, bu sürekliliği sağlamak çok çaba gerektiren bir şey.

yapmalı, oralardayım. Bir de ben bu filme başlarken, karakterim barış aktivisti bir vicdani retçiydi. Politik iklim sertleştikçe, karakterin politik angajmanı daha da belirginleşti ve söylemleri sertleşti. Yani yeniden başa dönüp, filmi farklı şekilde kurmamı gerektirecek bir durum söz konusu. Hem karakterin hem ülkenin hem benim hem acılarımızın sürekli değişmesi bunu da beraberinde getiriyor. Şimdi bunu nasıl yapacağız? Bunu düşünmek için enerji ve zaman lazım, anlatabiliyor muyum? Bazı işler çok zaman alır ama henüz kendi zamanı gelmemiştir. Belki de durum budur.

Kaynak: Altyazi Faskul