Hayvan Hakları İzleme Komitesi, hayvanlara yönelik hak ihlallerini raporlamaya devam edecek
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), geçmiş yıllarda olduğu gibi 2020 yılında da hayvanlara yönelik hak ihlallerini raporlama çalışmasını sürdürecek. Raporlama çalışmalarını ve Türkiye'de hayvanlara yönelik hak ihlallerinin durumunu HAKİM'den Fatma Biltekin ile konuştuk
Hayvan Hakları İzleme Komitesi olarak yaptıkları raporlama çalışmasını, raporlama ve izleme çalışmalarının nasıl gerçekleştiğini ve 2020 yılında devam edecek olan çalışmaları HAKİM’den Fatma Biltekin ile konuştuk.
“Hayvanlara yönelik şiddet ‘münferit’ değil, toplumsal bir gerçek”
HAKİM’in raporlama çalışmaları, hayvanlara yönelik hak ihlallerinin istatistiklerle gözler önüne serilmesi açısından oldukça önemli bir noktada duruyor. Örneğin 2016 yılında HAKİM tarafından yayınlanan rapor, yıl boyu 1 milyar 156 milyon 407 bin 473 hak ihlalinin gerçekleştirildiğini ortaya koymuştu. Geçtiğimiz döneme kadar yıl boyu hayvan hakları ihlalleri izlenmiş ve raporlama çalışmaları yapılmıştı. Ancak ardından gelişen süreçte HAKİM’e iletilen hak ihlallerinin yıkıcı etkisi nedeniyle rapor tamamlanamadı. Raporlama çalışmalarının başlangıç sürecinden durakladığı bu döneme kadar yaşananlar hakkında açıklamalarda bulunan Fatma Biltekin, şunları kaydetti:
“2014 yılında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu değişikliği gündeme geldi. Bunun üzerine yasanın görüşüldüğü ilgili komisyon görüşmelerine katılmaya başladık. Katıldığımız komisyon görüşmelerinde hayvana yönelik işlenen suçların kabahat olmaktan çıkarılıp suç sayılmasını talep etmiştik, bunun üzerine yasa koyucular hayvana yönelik şiddet eylemlerinin ‘münferit’ olduğu gerekçesinin arkasına sığındılar. Yakın zamanda kaybettiğimiz dostum ve yoldaşım Burak Özgüner ile bu sorunu nasıl aşabileceğimizi düşünürken aklımıza bu ihlalleri raporlamak geldi. Yani raporun ilk çıkış noktası hayvana yönelik şiddetin münferit olmadığını tam tersi toplumsal bir sorun olduğunu göstermekti.”
“İnsan menfaati için kullanılan hayvanların acılarının toplum tarafından yok sayılması hayvan hakkı savunucularının yaşadığı en derin sorunlardan. Biz bu raporlarla hayvanların yaşadığı acıları, hak ihlallerini görünür kılmayı amaçlıyoruz. Biz ilk raporları hazırlamaya başlarken hayvanların yaşadıklarının zaten farkındaydık ancak bunları sayılar ile ifade etmek, hayvanları hissedebilen bireyler olarak tanımlayan bizlere çok ağır geldi. Raporların hayvan hakları konusunda farkındalık yarattığını ve hayvan hakkı ihlallerinin konuşulmasını sağladığının farkındaydık bu yüzden de devam etmek istedik ancak 2017 yılı için başladığımız raporları gördüğümüz ihlaller karşında yaşadığımız travma sebebi ile bitiremedik ve çalışmaya ara verme kararı aldık.”
“9 Kasım’da kaybettiğimiz Burak’ın mücadelesini sürdürebilmek için raporlamaya devam etme kararı aldık”
“Raporları hazırlarken gördüğünüz ihlaller karşısında yaşadığımız çaresizlik bizi derin bir kedere sürükledi. Tabi ki yaşadığımız çaresizliği hayvanların yaşadıkları ile bir tutmuyorum ama kedi ve köpekten çiftlik hayvanlarına, egzotik türlerden eğlence için özgürlüğü kısıtlanan hayvanlara kadar yaşanan işkencelere maruz kalmak ve bir idari para cezası kestirmek için bir sürü yazışma yapmak da bizim için büyük çaresizlikti” diyerek hayvanlara yönelik hak ihlallerinin geniş bir ölçeğe sahip olduğunun altını çizen Fatma Biltekin, 2020 yılında devem edecek olan raporlama çalışmalarından bahsetti:
“9 Kasım’da kaybettiğimiz dostumuz Burak’tan sonra, onun mücadelesini sürdürebilmek için raporlara devam etme kararı aldık. Raporlar aylık hazırlanıyor, bu seneki çalışmada her gönüllünün hazırlayacağı raporu bir ay ile sınırladık, böylece gönüllülerin çok fazla travmatize olmayacağını umuyoruz.”
2020 yılında yeniden başlayan çalışmaların nasıl ilerleyeceğini anlatan Fatma Biltekin, raporlama çalışmalarının nasıl yapıldığını anlattı. “Bazı anahtar kelimelerimiz var bu kelimeler üzerinden medya taraması yapıyoruz. Medyada çıkan haberlerin ayrımcı dilini değiştirerek rapora ekliyoruz. İlgili bakanlıklara bilgi edinme başvuruları yapıyoruz ve gelen bilgileri toparlıyoruz. Yıl sonunda yayınlanan TÜİK verilerini inceliyoruz ve buradaki sayıları rapora dahil ediyoruz. Bunları ihlal raporları için kullanıyoruz” dedi ve açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Ayrıca bu sene gelen ihbarları da daha sistematik olarak toplayacağız ve raporlara dahil edeceğiz, ihlallerin bize ulaşması için açtığımız sayfayı kullanılması gerekiyor. (Hayvanlara yönelik hak ihlallerinin HAKİM’e bildirilmesi için kullanılan sayfaya buradan ulaşabilirsiniz.) Bunun dışında meclis gündemini de takip ediyoruz, hangi partilerin hayvan hakları konusunda kaç soru önergesi verdiğini de raporlarımıza ekliyoruz.”
“Toplumsal baskı arttıkça hayvanlara yönelik hak ihlalleri de artıyor”
Geçmiş raporlama süreçlerinden ve Türkiye’de hayvanların neler yaşadıklarından bahseden Fatma Biltekin, şunları kaydetti:
“Toplumsal baskı arttıkça hayvanların yaşadığı ihlaller de artıyor, bunun en büyük sebebi hayvanların şiddete açık olmaları ve yasalar karşısında korunamıyor oluşları. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile daha fazla ihlal ile karşılaşıp bunları belgeleyebiliyoruz ancak bazen bu ihlaller failler için örnek olabiliyor. Kolları ve bacakları kesilerek ormanda ölüme terk edilen yavru köpekten sonra kol ve bacak kesme vakaları arttı. Sosyal medyada, insanlar bu ihlalleri paylaşıp sadece beddua etmesi, nefretlerini kusmaları meselenin altında yatan sebepleri görmemizi engelliyor.”
“Türkiye’de hayvanlar akla hayale gelmez ihlaller yaşıyorlar, yakma, boğma, deri yüzme, tecavüz… Bu ihlallerin hepsi, her gün yaşanıyor ve maalesef bizler bu ihlaller ile baş edemiyoruz” açıklamalarında bulunan Fatma Biltekin, hayvanlara yönelik tecavüzler, alı fayton kullanımı ve canlı hayvan ticaretine değinerek şu açıklamalarda bulundu:
“Örneğin 2016 yılında suni tohumlama ile tecavüze uğrayan hayvan sayısı 2.979.752 iken 2018’de bu sayının 3.138.154’e çıktığını görüyoruz. Yine geçtiğimiz ay faytonlar yüzünden 105 at öldürüldü. Canlı hayvan ticareti devam ediyor ve ülkeye 2018’den beri binlerce hayvan girdi, bu hayvanların yaşadıkları hak ihlalleri belgelenemedi bile. Sayısı sürekli artan tematik akvaryumların hem hayvanlar hem de çocuklar için korkunç olduğunu düşünüyorum. Okulların bu yerlere çocukları götürmeleri ve akvaryumların okullara yönelik kampanyalar ile okullarla üstü kapalı bir işbirliği yapması yükselen bir talebe sebep oldu. Böyle yerlerin çocuklara hayvanlara nasıl davrandığımız konusunda çok kötü bir örnek olduğu açık. Maalesef ki bu örnekleri çokça arttırabiliriz.”
“Yasa taslağı hazırlık aşamasında”
Geçtiğimiz dönemde hayvanlara yönelik hak ihlallerinin suç kapsamına alınması için Meclis’te komisyon çalışmaları yapıldı. Bu komisyon çalışmalarında 9 Kasım günü yaşamını yitiren hayvan özgürlüğü mücadelesinin değerli ismi HAKİM Koordinatörü Burak Özgüner de yer alıyordu. Komisyon çalışmalarına ve yasa taslağı hazırlık sürecine değinen Fatma Biltekin, “TBMM Hayvan Hakları Araştırma komisyonu nispeten iyi bir sonuç ve öneri raporu yayınladı. Bu raporda tabi ki pek çok eksik var, en büyük eksik insan menfaati için kullanılan hayvanların raporda kendilerine hiçbir şekilde yer bulamamış olmaları” dedi.
Biltekin açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bizim yıllardır talebimiz hayvana yönelik işlenen suçların ertelemesiz hapis cezası ile cezalandırılmalarıydı. Komisyon bu doğrultuda bir öneri sundu, cezanın alt sınırını 2 yıl bir ay olarak belirledi. Şu an yasa taslağı hazırlık aşamasında, biz bu süreçte taslağa müdahale edemiyoruz ve nasıl hazırlandığını da bilmiyoruz. Umudumuz, önerilerde hayvan lehine olan maddelerin taslağa geçmesi yönünde. Taslağı gördükten sonra hayvanlar aleyhine olan maddelerin değiştirilmesi için baskı yapmaya devam edeceğiz. Özellikle Burak’ın yıllardır verdiği uğraşın boşa gitmesini istemiyoruz ve tabi ki yasanın hayvanlar için en iyi olacak şekilde hazırlanmasını istiyoruz”
“Yasa ile birlikte bu suçları tamamen engellemese bile, hapis cezasının faillerin bu kadar kolay hareket etmelerini önleyeceğini düşünüyorum. Ancak Türkiye’de en büyük problem yasaların uygulanmıyor oluşu. Hali hazırda 15 yıldır yürürlükte olan bir Hayvanları Koruma Kanunu var ancak uygulandığına çok az şahit olduk” dedi ve açıklamalarını “Eğer hapis cezası ile ilgili öneri yasallaşırsa bunun işletilmesi için de hayvan hakları aktivistlerine çok iş düşecek” sözleriyle sonlandırdı.
Kaynak: Gazete Yolculuk