Dünyanın en eski varlığı, ne yazık ki can çekişiyor
Akıl almaz bir olgu! Amerika’nın Utah eyaletinde 80.000 yıldır yaşayan ve dimdik ayakta duran bir canlı varlık var.
Akıl almaz bir olgu! Amerika’nın Utah eyaletinde 80.000 yıldır yaşayan ve dimdik ayakta duran bir canlı varlık var. Bir bitki. Adı PANDO. Bu sözcük Latinceden geliyor, ‘etrafa yayılıyorum’ anlamını taşıyor. ‘Bitki’ dedik, ama yanlış oldu; çünkü bu bir orman. Binlerce ağaç. Ama bunların hepsinin bir tek kökü var. Bu bakımdan bir adet tohumdan hayat buluyorlar.
Ve ağaçların tamamı hâlâ aynı tohumdan kaynaklanıyor. Öyle ki, bölgede zamanla orman yangınları olmuş; çevredeki bitkilerin hepsi toz olup gitmiş. Pando’nun toprak üstündeki uzantıları da yanmış tabii; ama derinlerdeki ortak kök “Ben buradayım!” diyerek yaşam salmaya devam etmiş. Orman kısa zamanda gene ayağa kalkarak, kupkuru ve cansız kalmış çevreye selam vermeye devam etmiş. Benzeri olmayan bir canlı varlık.
Bu kök sisteminin 47.000 uzantısı var ve 43 hektara yayılıyor. Uzmanlar Pando’ya “Ağaç mı demeli, orman mı demeli?” diye sorup duruyorlar. Belki de en doğrusu “Orman-Ağaç” diye adlandırmak.
Utah Üniversitesi’nin uzmanları bu orman-ağacı gözlem altına almaya karar vermişler. Eski yıllara ait hava fotoğraflarına eğilerek bölgeyi incelemişler. Ortaya rahatsız edici bir olgu çıkmış: sistemde bozulma, çözülme var. 35 yıl kadar önce başlamış bu olay. Yaşlanan ağaçlar olması gerektiği kadar tazelenmiyor. Bunu engelleyen de çevrede yaşanan gelişmeler. Özellikle buraları mesken tutmaya başlamış olan geyikler. Bunların özellikle yeni yeşeren pandoları yedikleri saptanmış. Bu gidişi durdurmak amacıyla ormanın çevresini koruyan önlemler oluşturulmuş. Bunlar bir hayli yüksek olduğu halde bazı geyiklerin sıçrayıp bunları aştığı görülmüş. Orman-ağacın geleceğinin tehlikede olduğu düşünülüyor.
Yeryüzünün eşi bulunmaz derecede değerli bu olgusunun (ve Utah’ın 2014’te yerel değer ilan ettiği bu varlığın) tam koruma altına alınmasını istiyor uzmanlar. Ama bunun yalnızca tel örgü örüp ormanı adeta bir “hayvanat bahçesine çevirmekle” sağlanamayacağını belirtiyorlar. Geniş kapsamlı bir çevre politikası gerekiyor, diyorlar.
Kaynak: Ekogazete
Atila Alpöge, Ekogazete, 18.10.2018 / Yararlanılan kaynak: Clémentine Thiberge, Le Monde,
18.10.2018