Barış İçin Aktivite
Barış I Eirini I Peace I Aşiti

Ara Güler vefat etti

Ünlü foto muhabiri Ara Güler kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

0 573

Ünlü foto muhabiri Ara Güler kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Güler’in akşam saatlerinde duran kalbi çalıştırıldı ve bir süre yoğun bakımda tutuldu. Ancak Ara Güler yapılan tüm müdahalelere rağmen gece saat 23.30 sıralarında hayatını kaybetti.

Doktor Zafer Gökay, Güler’in yakınlarına yaptığı açıklamada, “Serviste 3 kez resüsitasyona cevap vermiş, yoğun bakımda da iki kere verdi ama üçüncüsünde ne yazık ki döndüremedik, başımız sağ olsun. Tamamen kalp yetersizliği.” dedi.

Ara Güler 1928 yılında İstanbul’da doğdu. Pangaltı Ermeni Okulu ve Karaköy’deki Getronagan Lisesi’nde okudu. Gazetecilik yaşamına Yeni İstanbul gazetesinde başladı. Bir yandan da Ermenice gazetelerde makaleleri, hikayeleri yayınlandı. 1956’da Time Life, 1958’de Paris Match ve Stern dergilerinin yakındoğu foto muhabirliğiniüstlendi. Aynı dönemde Magnum Ajansı’na katıldı. 1961’de İngiltere’de yayınlanan British Journal of Photography Year Book onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. 1962’de Master of Leica unvanını kazandı. Dünyanın dört bir yayında yüzlerce sergi açtı. Güler’in fotoğraflarının bir bölümü Paris’te Ulusal Kitaplık’ta, ABD’de Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu’nda  ayrıca Boston, Chicago ve New York’ta özel koleksiyonlarda yer aldı.

Yakın zamanda İstanbul’da Ara Güler Müzesi açılmış müzenin açılışına Güler de katılmıştı.

Güler bir röportajnda kendisinden şöyle bahsetmişti: “Ben foto muhabiriyim. Fotoğrafçı değilim. Kati surette sanatçı da değilim. Ben gördüğümü çekerim. Sanat yapmam. Çok doğal olarak gördüğümü insanlarla iletirim. Bunun adı foto muhabirliğidir. Fotoğrafçıyla foto muhabiri çok farklıdır. Foto muhabiri bomba patladığı zaman bombaya giden adamdır. Foto muhabiri tarihi makinesiyle yazan adamdır.”

Güler bir başka söyleşisinde ise en önemli işlerini şöyle sıralamıştı: “Ben gazetecilik hayatım boyunca çok önemli üç iş yaptığıma inanıyorum. Bunlarla insanlık tarihine hizmet ettiğimi sanıyorum. Nuh’un Gemisi, Nemrut Dağı, Afrodisias.. Bunlar benim en mühim röportajlarım.”

Güler yine bir röportajında nasıl çalıştığını şöyle anlatmıştı: “Valla ben bir röportaja giderken o adam hakkında bir sürü şey öğrenirim, ondan sonra giderim. Benim röportaja gitmem korkunç zordur. Mesela bir foto muhabirinin bir yere gitmesi demek en azından yanına 400-500 rulo film alması lazım. Kaç para tutar? Yani çıkmadan röportaja 10 bin dolar masrafın olur. tayyare biletleri filan daha ortada bir şey yok. Halbuki bir yazarın röportaja gitmesi gayet kolaydır. elini cebine sokar biner gider.”

Güler bir röportajında aslında piyes yazarı olmak istediğini de anlatmıştı: “Ben çocukluğumda hep tiyatronun içinde büyüdüm. Benim ikinci mektebimdi, evimdi tiyatro. O tiyatroların kulisinde aktörlerin makyaj odalarında sette dolaşırdım. Aktörlerin makyaj yapmalarını sıra beklemelerini izler oradan ayrılamazdım. Tiyatro sevgim sanatkuruluşum oradan gelir. Ben hep piyes yazarı, piyes rejisörü olmak isterdim”

Kaynak: Agos